11 Aralık 2014 Perşembe

#6: Galatasaray 1-4 Arsenal



Pala ne vurdu öyle be...

220 gün sonra stada adım atmak, Passolig'in çıktığı sezon bir Galatasaray maçının kağıt biletini yakalamak kısmetmiş. Taraftarlığın saçma olduğunu daha önce defalarca kez anlamıştım ama bu maç da güzel bir sınav oldu. Takımın hiçbir iddiası yok, Arsenal'in de öteki gruptan gelecek rakip düşünüldüğünde grubu 1 veya 2. bitirmesinin önemi yok, haliyle taraftarı da çok ilgi göstermeyecek. Ama sabah evden çıkarken İstanbul'a geldiğimden beri ilk kez bir Şampiyonlar Ligi sezonunu boş geçecek olmak koyuyordu. Ofise gelince Four Four Two'nun yarışmadan bileti kapınca elleri göğe kaldırıp Kaka gibi sevindim (böyle şeylerde şansım yaver gidiyor. imzalı Arda forması, Fener-Beşiktaş derbisi bileti de kazanmıştım vaktiyle).

Bizim deplasman tribününü epey merak ediyordum ama keşke maçın bir iddiası olsaydı da Arsenal tribünü sağlam gelseydi. Aşağı yukarı 500 kişi, pankartlar, maç günü atkılarıyla deplasman yapmışlar. Şubat'taki tıklım tıklım Chelsea tribününün yakınından bile geçmez ama yine de helal olsun adamlara.

Birkaç hafta önce Emirates'e giden Aslı'dan sıkıcı Arsenal taraftarı hikayelerini dinlemiştim, harbiden öyleymiş. Adamlar maçın hemen başında golü buldu, 10'da fark ikiye çıktı, 29'da bugüne kadar stadyumda izlediğim en güzel gole tanıklık ettiler ama tek tezahürat temposuz Aaaaasınııl naraları. Maçın sonlarına doğru Christmas time'lı bir şeyler söylediler, bizdeki ayva çiçek açmış tarzı bir tezahürat herhalde.

İlk devre 6-7 olacak maç. İkinci devrenin ilk 15 dakikası takımda hala tık yok. 60'ın başlarında bir presten sonra korner kazanınca her şey unutuluyor. Tribünlerden o çıkan ses = taraftarlığın mantıksızlığı. Yemin ediyorum askerde sivil hayatı bu kadar özlememiştim, bir an önce döneriz inşallah tribünlere.

Bir maçtan daha Passolig'e ve Aktifbank'a, bu işe sebep olanlara bela okuyarak çıktım. Allah onların da ellerinden ne kadar mutlu oldukları şey varsa alsın.


0 yorum: