Geçen hafta derbide kaybedilen üç puandan sonra, "sabır" demiştik. O kayıp kazanca çevrilebilirdi zira. Fakat olmadı. Bu akşam Sivas'ta bırakılan sadece iki puan değil: Şampiyonlar ligi yolundaki en önemli rakibi Fenerbahçe'yi, 4 puan geriden ve ikili averaj dezavantajıyla takip ediyor artık Galatasaray.
Devre arasındaki transferlerden sonra; Ayhan-Mustafa-Mehmet-Barış ilk on birde, Leo-Arda-Baros-Elano-Jo-Kewell sahada olmayacak dense uzun bir küfür ederdim. Sakatlık mazeret olmasın; Elano ve Jo'nun kenarda oturması biraz garip kaçıyor. Hafta ortasında Barcelona'yla mı oynuyor da Galatasaray, dinleniyor bu adamlar? Performans ise kenarda oturmalarına sebep, derbideki Mustafa-Mehmet ikilisi diyor ve susuyorum.
İlk on üç dakika -Mert'in dediği gibi- nasıl geçti, anlayan varsa beri gelsin. Başlama düdüğünde dalga geçilen orta sahadaki üçlünün organizasyonu 17'de golü getirdi. Bir kaç dakika sonra Santos, sağdan içeri girerken düşürülmese belki de maç orada bitecekti. Devrenin sonuna doğru Aykut'un diz kapağına çarpıp dönen toptan sonra, Leo ne hissetmiştir acaba? Bugün, gole kadar şansının da yardımıyla çok iyi işler yaptı Aykut. Ama, deplasmanda gol yemeden kazanamayan bir Galatasaray varken o golün geleceği belliydi. Geçen hafta Selçuk'un vurduğu yerlerden, aynı orta sahanın eskortluğu sonucu bu sefer Faruk denedi şansını. Aykut'tan dönen topu tamamlayan Mehmet Yıldız, Galatasaray adına neleri değiştirdi, şu an için kestirmek zor. Şampiyonlar Ligi pastasından pay alamamak ve hatta tüm payın Fenerbahçe'ye gitmesi ihtimali yıpratacaktır Galatasaray'ı. (Beşiktaş'ı bilerek dışarıda tuttum zira gelen para aynen Gaziantep'e gidiyor.)
Barış'ı, rakibinin futbol hayatını bitirmeye itecek kadar umursamaz bir futbol sergiledi bugün Galatasaray. Fazla söz söylemeye gerek yok: Bir an önce nedenleri sorgulayıp, Mayıs'ı bekleme vaktidir artık.
5 Nisan 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder