Herkesin takımdan beklentileri farklı. Geçen sezon sona erip de Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan gitmemiz kesinleştiğinde "Dördüncü yıldızı takacaksak grubu 1 puanla bitirmemiz koymaz" demiştim, hala da aynı fikirdeyim. Bu sene ligde şampiyonluk, beşinci yıldızın takılacağı sezona kadar kafanın rahat olması demek. Takımı asla Şampiyonlar Ligi'nde aldığı sonuçlar yüzünden eleştirmiyorum. Prandelli'nin maç sonu açıklamalarına da hiç sinirlenmedim. Dürüstçe neden göreve getirildiğini, kadroyu hangi hedef için kurduğunu söylüyor. Yasin, Tarık, Pandev'le Avrupa'da kan alırlar ama ben bu adamlarla ligde şampiyonluk için yola çıktım zaten diyor. Ligde oynattığı top kendini haksız çıkartsa da sıralama için bir şey söyleyemiyoruz adama, kör topal ilerliyoruz belki de Terim'in ilk yılı gibi Aralık'ta form tutacak takım, bilemiyoruz...
Takıldığım nokta başka bir şey (Ertem ben başka bir şey söylüyorum) Maç öncesi tüm futbolcuların Twitter hesaplarından birbirinin kopyası destek mesajları paylaşılıyor. "Sizlere sadece bugün değil Arsenal maçında da ihtiyacımız var" palavraları atılıyor. Seremoniden hemen sonra takım kenetleniyor. Galibiyet veya Galatasaray'a yakışan bir oyun, neyse artık onun sözü veriliyor. Yapmayın. Çıkıp, "ceza ödemekten belimiz doğrulmadı, saha kapanırsa gelirden de olacağız atmayın amk meşalesini" demenizi beklemiyorum ama bunları da yapmayın. Aklınız bambaşka yerlerdeyken, sahada asla değilken tribüne oynayıp omuz omuza durmayın. Beklenti belli, kapasiteniz de belli. Haftada bir gün, sadece 90 dakika. Yine olmuyorsa olmasın, canınız sağolsun ama şov yapmayın.
23 Ekim 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder