12 Şubat 2010 Cuma

Notts County For Old Sven



Sven-Göran Eriksson; İsveçli teknik direktör, Alex Ferguson'dan 6 yaş küçük,The FA'ya göre İngiltere Milli Takımı tarihinin en başarılı 2. teknik direktörü...
Hiçbir zaman en üst seviyede bir teknik direktör olduğuna inanmadım,başarılı bir kariyere sahip olduğu yadsınamaz ancak teknik direktör karizması ve oynattığı futbol göz önüne alındığında bir Luciano Spaletti bile değildir benim gözümde.
Geçen yaz ismi Trabzonspor'la anıldığında aklımda soru işaretleri oluşmuştu,kariyeri düşüşe geçmiş bir teknik adam için dışarıdan bakıldığında iyi bir fırsat olarak görülebilirdi zira Trabzonspor sezonu 3. sırada tamamlamıştı ama şehrin yapısı,yönetim vizyonu,bütçe,kadro vs. hiçbiri eşleşmiyordu İsveç'liyle.Nitekim bir spor basını klasiği olan "eşi Türkiye'ye gelmek istemiyor " haberiyle spor basınımızın gündeminden çıkmıştı 68 yaşındaki teknik adam.
Kendisinden,bir zaman sonra "Eriksson İngiltere'nin 4.liginde!" şeklindeki Ntvspor başlığıyla haber alabildik.Detaylara indiğimizde görünen,sportif direktörlük görevine getirildiğiydi.Zaten arasının hiçbir zaman iyi olmadığı ingiliz basını haberi, İsveçlinin para peşinde koşmaya devam ettiği şeklinde duyurdu.Sol Campbell ve Kasper Schmeichel transferleri oldukça ses getirse de dünyanın en eski futbol kulübü olma ünvanına sahip Notts County bu sezon bir türlü istikrarı yakalayamamıştı.
Dün Sven-Göran Eriksson kulüpteki görevinden ayrıldığını açıkladı ve akabinde The Guardian'la bir röportaj gerçekleştirdi. İşte size Eriksson'un ağzından 4.lig macerası:

*Bu iki adamla tanıştığımda(Russell King ve Nathan Willett,kulübü satın alan konsorsiyumun temsilcileri) anlattıklarında çok hevesliydiler,kulubü halihazırda satın almışlardı ve hedefleri onu premier lige taşımaktı. Altyapıdan,antreman sahalarına,stadın iyileştirilmesinden,yapılacak transferlere hatta pilot takım almak istedilerine kadar bir sürü söz işittim.Bu proje fikri çok hoşuma gitmişti, rüya gibiydi diyebilirim, eğer verdikleri sözlerde dursalardı, hedefe ulaşabilirdik.

*Sol Campbell ilk maçına çıktıktan sonra iki günlüğüne Newcastle'da kalmak için menejerden izin istedi, izni aldıktan bir gün sonra başkan beni arayıp Campbell'ın ayrılmak istediğini iletti.Campbell'la 2 gün sonraki antremandan sonra bir buluşma ayarladık ancak antremandan izin alıp ayrıldıktan sonra kendisinden hiç haber alamadım,Sanırım o da kandırıldığını hissetti.

*Yalan söylediler.Kuzey Kore'ye futbol konuşmak için götürüldüm,Futbol federasyonu başkanı ve milli takım antrenörleriyle tanıştırıldım,antremanlarını,maçlarını izledim ve bir sürü toplantıya katıldım.Benden bir sürü konuda yardım istediler,futbol topu ve antrenör istemekten tutun da,onlar için Avrupada hazırlık maçları ayarlamama kadar.İngiltere'ye döndüğümüzde 6 aylık bir kamp yapabilmeleri için ayarlamalar yaptım ve maliyetleri karşılayabilmek için sponsorlarla iletişim kurdum ama Korelilerle tekrar konuşma fırsatımız olmadı.Onlardan, verdiğim yardım sözü için özür diliyorum ancak hiçbir şekilde tekrar iletişime geçemedik.

*Futbol için oradaydık ama bazı insanları ziyaret için bir saraya gittik.Orada Swiss Commodity Holding hisseleri dağıtılıyordu ve gördüğüm rakamlar milyon değil milyara işaret ediyordu.Şaka olsun diye neden birazını Notts County'ye aktarmıyorsunuz dediğimde,"Rahat ol Sven,istediğin transferleri yapacaksın,sonra da premier ligde olacaksın" cevabını aldım.

*Bir süre sonra kulüpte para sıkıntısı başladı,ödemeler yapılmıyordu.Şüphelenmeye başlamıştım ve bana söz verdikleri parayı hiçbirzaman ödemediler.Sözleşmemde kulübün %10'una sahip olacağum yazılıydı ama hiçbirşey alamadım.Bu olayın itibarımı zedeleyip zedelemeyeceğini bilmiyorum,bu işe gözlerim açık girdim,sevmiştim da ama işler kötü gitti.Belkide en başında şüphelenmem gerekirdi.

*Bazen futbolda işler istediğiniz gibi gitmez,maçlar kaybedersiniz,kendi kalenize gol atarsınız,yanlış transferler yaparsınız. Ama tüm bunlar gerçekleşirken,dürüstçe ve takım ruhuyla mücadele etmeniz gerekir. Ancak Notts County'de yaşadıklarımın bunlarla uzaktan,yakından alakası yoktu.İnsanları aldatmaya çalışmıyorsanız,çıkıp "işler kötü gitti" demek kolaydır,İnsanlar bunu sevmeyeceklerdir ama anlayacaklardır.Ama çıkıp bunları anlatmamın ve tüm bu hayal kırıklığının sebebi birdenbire,hiç kimseye haber vermeden,bir açıklama yapmadan ortadan kaybolmalarıdır.

*Ben burada olmasam,Notts County'e kesinlikle gelmeyecek oyuncular vardı,oyunculardan ve taraftarlardan çok özür diliyorum.Bize yardım edebilecek birilerini bulmak için defalarca Norveç'e, İspanya'ya, İsveç'e ,Londra'ya gittim,kulübe yatırımcı bulabilmek için elimden ne geliyorsa denedim.

Geride kalan 8 aya bakıp, be tecrübeden ne öğrendiği sorulduğunda ise Sven'in cevabı manidar olmuş: "Belkide insanlara haddinden fazla güveniyorum."

Olay Goal.com'daki haberin dışında henüz medyamıza yansımış değil, ancak bir kaç gün içerisinde "Sven-göran Eriksson 4.ligden kovuldu" haberlerini görmeye başlarız.

Küreselleşen futbolla birlikte, futbol takımlarında kara para aklayanlara, ruslardan araplara,milyarder zenginlerin kulüpleri oyuncakları haline getirmelerine alışmıştık ancak bu olay daha çok Türk dizilerini anımsattı bana. Pakistan'ın en büyük ailelerinden birinin, İngiltere'nin en eski futbol kulübünü satın alması, dünyaca ünlü bir teknik adamla anlaşmaları,işin içine Kuzey Kore futbolunun girmesi ,swiss commodity holding hisselerinin paylaşılması ,tek maçlık Sol Campbell macerası etc..,Aşk-ı Memnu gibi...
Tüm bu olanların sonunda en zararlı çıkan Notts County'de sıkışıp kalan Kasper Schmeichel olmuş gibi gözüküyor.

4 yorum:

gufo dedi ki...

Benim de edindiğim bilgiler göre, kendisi kulübe mali açıdan ağır geldiğini düşündüğü için kulübünden istifa etmiş. Ayrıca, bu hareketi için kulüp sahibi kendisine teşekkür etmiş ama bu hareket bile kulübü borç batağından kurtarmaya yetmeye bilirmiş.

Mr.Blonde dedi ki...

Kulübü satın alan lincoln city'nin eski sahibiyle görüşüp kulüpteki görevinden ayrılmış,kendisine ödenecek tazminatı da kabul etmemiş,portsmouth'un başına gelen durumun bir benzeri diyebilirix

SirEvo dedi ki...

AFiş süpermiş! :D

Ali Can YILDIRIM dedi ki...

hope is a waking dream