İBB-Fenerbahçe maçı sonuçlanmadan önceki genel kanı Galatasaray'ın işinin formda Kasımpaşa karşısında hiç de kolay olmadığıydı. Takımın, 15 gün içerisinde Ali Sami Yen'de hem Türkiye Kupası'nda hem de Avrupa Ligi'nde safdışı kalmanın getirdiği moral bozukluğunu üzerinden atıp atamadığını merakla bekliyordum. Fenerbahçe'nin İBB'ye mağlup olması her ne kadar maç öncesi moralleri yükseltmiş olsa da rakip Yılmaz Vural'ın olgunluk dönemi şaheseri Kasımpaşa'ydı. Nitekim maç başlar başlamaz Emre Toraman'ın attığı gol ofsayt gerekçesiyle iptal olmasaydı, ne pozitif hava ne de taraftar desteği maçın sonucunun Galatasaray'ın lehine bitmesine yetmeyebilirdi. Ama sahada çok istekli bir Galatasaray vardı. Takım maç boyunca 8'i isabetli 22 şut attı ki uzun zamandır görmeyi özlediğimiz bir tabloydu bu.
Jo'nun takımda olması, Arda'nın esaretten kurtuluşu anlamına geliyordu ve gol Beşiktaş maçında olduğu gibi yine bir Jo-Arda organizasyonuyla Galatasaray hanesine yazılıyordu. Sene başından bu yana gösterdiğimiz gol attıktan sonra geriye yaslanıp kontraatak arama alışkanlığımızı devam ettirmemiz ilkyarının sonunu getirmeye yetse de ikinci yarının başlamasıyla oyunu Galatasaray'ın sahasına yıkmaya çalışan Kasımpaşa karşısında Dos Santos'un kaçırdığı pozisyon maçın kırılma noktası olabilirdi. Nitekim Kasımpaşa takım halinde yüklenmesinin karşılığını Yekta'nın golüyle aldı. Yenilen golde Sabri'nin Yekta'yı unutuşu ve topun ona gittiğini görmesiyle birlikte can havliyle koşmasına rağmen geç kalması ve Neill'in küplere binmesi akıllarda kalan enstantanelerdi. Geldiği günden bu yana gördüğümüz en hevesli oyunu ortaya koyan Dos Santos gol atamasa da denediği şutlarla ve Keita'nın iki golünde de rol almasıyla bana göre gecenin yıldızıydı, mücadele etti, oyunu açtı, çalım attı, asist yaptı ve oyundan çıkarken hakettiği alkışları fazlasıyla aldı genç oyuncu. Keita'nın golünden sonra "acaba yine bir baskı yermiyiz" düşüncesi oluşmadı değil ama Jo'nun düşürülmesiyle kazanılan penaltı ve Koray'a çıkan, bana biraz ağır gelen, kırmızı kart maçın geridönüşünün kalmadığının ispatıydı. Gecenin finalini yine Dos Santos'un getirdiği topu tamamlayan Keita yapıyor, lider ezeli rakibiyle arasındaki puan farkını 5'e çıkartıyordu. Kasımpaşa şu anda ligin en iyi hücum eden takımlarından birisi ancak Galatasaray karşısında fark yaratabilecek yegane oyuncunuz sakat olduğunda yapabilecekleriniz sınırlı oluyor. Bugün olası bir beraberlik bile çatlak seslerin iyiden iyiye yükselmesine sebebiyet verebilecekken, bu galibiyet Sami Yen'de takımı Rijkaard,Rijkaard!! sesleriyle soyunma odasına uğurladı. 23.haftayı 4 gollü 3 puanla, haftanın en güzel golüyle, dahada önemlisi geri dönen özgüveniyle kapattı Galatasaray. Forlan'ın golünün burukluğuysa hala içimizde...
28 Şubat 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder