15 Mayıs 2010 Cumartesi

2010 Dünya Kupası #6: Fransa


"Bir yandan bu şekilde kazandığımız için utanırken diğer yandan da Güney Afrika'ya gitmeyi hakeden İrlanda için fazlasıyla üzülüyorum. Adil olan kesinlikle maçın tekrar oynanması. Ama benim kontrolümde değil ne yazık ki..."
Thierry Henry


"Neden özür dilemeliyiz, bir türlü anlamıyorum."
Raymond Domenech


Sıra, tanıtacağım 16 ülke içerisinde, objektif davranmak için çaba göstermek zorunda olduğum tek ülkede. Milenyum'un başlarında Avrupa'nın en sempatik takımlarından birisiydi Fransa. Oynadığı futbol herkese keyif veriyordu. 2002 Dünya Kupası'nın açılış maçında Senegal'e mağlup olmaları, bu tip şeyleri sevmeye eğilimli bir çok futbol romantiğini üzmüştü hatta. 1998 ile 2003 arasında 1 Dünya Kupası, 1 Avrupa Şampiyonası ve 2 Konfederasyon Kupası kazanmıştı takım. Gelinen noktada ise Javier Aguirre'nin Meksika'yla denk tuttuğu bir takım oldular. 2004'te Rehhagel savunma yaparak kupayı kazandığında Fransa'nın kaderiyle de oynadı. Çeyrek finalde eledikleri 'Les Blues' artık Domenech'e emanetti. O güne kadar Lyon ve Fransa 21 yaş altı milli takımlarını çalıştırmıştı 58 yaşındaki Fransız. İlk Dünya Kupası olan 2006 Almanya'da finale kadar çıktı ancak İtalya'ya kaybetti. Avusturya & İsviçre ortaklığıyla yapılan 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'na 1 puanla ve 4-1'lik Hollanda mağlubiyeti ile veda etti. Aldıkları 1 puan ise futbol tarihine kara bir leke olarak geçen, Romanya ile 0-0 berabere kaldıkları maç sonunda geldi. Öyle ki, sponsorları pişmanlığa sevk eden maçtaki tek pozisyon (!) Tamas'ın kırk metreden çektiği şuttu. Kovulmadı Domenech... 2000'de geleceğin savunmacıları arasında gösterilen Mexes'i çağırmazken kendisi gibi milli formayı yalnızca Adidas mağazalarında görebilecek Pascal Chimbonda'yı takıma aldı. (Mert kızmasın, Chimbonda'yı severim bu arada) Kadroyu kurarken astrologlara danıştı bu yüzden Robert Pires'i dışarıda bıraktı. Bu şartlar altında, Dünya Kupası'nın son finalisti; play off oynayarak ve haketmediği bir golle kupaya gelebildi. Fransa tarihinde, üst üste üç büyük kupaya gitmeyi başarmış başka bir teknik direktör yok. Kendisini takdir ediyor, tanıtım kısmı bu kadar uzun sürdüğü için özür dileyerek futbolun asıl aktörlerine geçiyorum.

Geçtiğimiz yaz, "Benzema Dünya Kupası kadrosuna alınmayacak" diyen adamın yatacak yeri olmazdı herhalde. Real Madrid'de bekleneni verememesine karşın kadroda olmaması büyük sürpriz. Anelka, Henry, Govou ve Gignac'ın varlığında Cisse büyük ihtimalle Afrika'ya gidemeyecek. Ne kadar kötü konuşsak da, Maradona gibi takımı forvetle doldurmayacaktır kendileri. Bu dörtlüden üçünü -Henry dışarıda kalmayacak şekilde- sürekli deniyor Domenech. Sabit bir forveti var diyemiyorum fakat illa olması gerekirse Gignac biraz daha kaleye yakın oynuyor. Bu sahte santraforun arkasında ofansif yönü kuvvetli 3 isim görüyoruz. Kanatlarda Henry ve Ribery (grup maçlarında Anelka'yı izledik) aralarında ise Gourcuff oynuyor.
Kimilerine göre iki ayrı on bir çıkartılacak Fransa'nın en kaliteli tarafı hücum hattı.

Muhteşem üçlünün arkasında, Diarralar'dan ikisini ya da Toulalan veya Diaby ile harmanlanmış birisini izleyeceğiz. Bu sezon Lyon'la Şampiyonlar Ligi'nde yarı final gören Toulalan ve Arsenal'in ciğersiz Diaby'si, şu güzelim kadro elimde olsa benim sahadaki tercihim olur.

Brezilya'nın yaşadığı sol bek sıkıntısına nazire yaparmış gibi bir hali var Fransa'nın. 30 kişilik kadroda; Clichy, Abidal, Evra gibi gözü kapalı oynatabileceği beklere sahip Domenech. Kim gitmezse Afrika'ya yazık olacak. Bu bolluk, sezon başında Milan'ın dişleri yüzünden transferinden caydığı Aly Cissokho'nun başına patladı. Lyon'da başarılı bir sezon geçiren oyuncu kadroda yok. Elemelerde vazgeçmediği Sevilla'lı Escude'yi kadroya almayan Domenech, Mexes'i zaten takmadığından stoperde bek rotasyonundan faydalanmak zorunda kalabilir. Gallas o mevkinin ilk sahibiyken yanında Rennes'den Fanni ya da Escude'nin takım arkadaşı Squillaci'yi görebiliriz. Sağ bekte ise ilk tercih elbette Sagna. Yazarken heyecanlandıran bir kadro...

Taktik dehası Domenech, temeli 4-5-1'e dayanan 4-2-1-2-1 dizilişiyle çıkartıyor takımını sahaya. Gourcuff, Henry ve Ribery'nin Anelka ya da Gignac'a destek verdiği bir hücum hattı, normal şartlar altında takvimlere bakınca insanı huzursuz etmeli. 25 gün beklemek için çok fazla. Fakat, Domenech'in bu takımı organize edebileceğine nedense pek inancım yok.


Neredeler?
Grupta FIFA listesini baz alırsak en iyi dereceye sahip takım. 10. sıradalar.

Yol Haritası
UEFA elemelerinde oynadıkları 10 maçta 6 galibiyet ve 3 beraberlik alıp Sırbistan'ın ardında grubu ikinci bitirdiler. Tek mağlubiyetlerini Viyana'da Avusturya karşısında aldılar kupaya gelene kadar. İrlanda'yı play-off maçlarında 1-0 ve 1-1'lik sonuçlarla eleyip, futbol şölenine katılma hakkı kazandılar.

CV
14. turnuvaları olacak bu yaz katılmaya hak kazandıkları. 51 maçta, 26 galibiyet alıp 95 gol attılar. 16 mağlubiyetle birlikte 64 de gol gördüler kalelerinde.

Ne Turnuvaydı Ama!
Fransa '98. Açıklamaya gerek yok sanırım.

Yazarın Tahmini
A Grubu, çok eğlenceli olacağa benziyor. Galibiyetle başlayıp mağlubiyetle bitireceklerdir. Meksika karşısında alacakları 1 puan, Rıdvan Dilmen'i içinden çıkamayacağı averaj hesaplarına zorlar.

Fikstür
11 Haziran 2010, 20:30 vs. Uruguay
17 Haziran 2010, 20:30 vs. Meksika
22 Haziran 2010, 16:00 vs. Güney Afrika

----

A Grubu'nun sonuna geldik. Önümüzdeki haftadan itibaren, B Grubu'nda Mr. Blonde sizlerle olacak. Esen kalın.

0 yorum: